Bak Bakalım Blogumda Var mı?

31 Mart 2011 Perşembe

Doymadım Alışverişe

Geçen günkü Migros çıkarmamın öncesinde bir alışverişimden bu ciciler. Ankara'da yaşayanlar bilir, Gimsa market, her reyonunda gözle görülür biçimde ekonomik alışveriş imkanı sağlar. Bu da kozmetik alışverişimdeki uygun fiyatlı ciciler.


Nivea standı kurulmuş ve görevli personel özellikle bu markanın toniklerini tavsiye etti. Ürünlerin yanındaki Selin marka antibakteriyel jeller ise Gimsa marketin Nivea alışverişime verdiği hediyeler. Fiyatlar ise 6,95 TL

Haydi Karına Koş

Dün akşam arkadaşlarla birlikte tiyatrodaydık.  Aslında, yaklaşık 15 gün önce gitmeyi planlıyorduk ama bilet kalmadığını öğrenince ille de bu oyunu bekledik.

Devlet tiyatrosunun bu sayfasında  oyunla ilgili bilgiler yer alıyor. Taksi şöförü olan John Smith'in bir kaza geçirmesinin ardından başına gelen komik ve karışık olaylar silsilesi, oyunun konusu. Oyun süresinde olaylar o kadar karıştı, kişiler ve olaylar o kadar birbirinden bağımsız ama bir o kadar da iç içe geçti ki, özellikle 2. perdede oyun, oyuncular ve seyirci o kadar ısındı ki müthiş eğlenceli bir gösteri çıktı ortaya. Özellikle oyuncuların performansları gayet başarılı, dekor ve kostümler çok iyiydi. Özellikle de üst kattaki komşu Stanley'in performansı üst düzeydeydi.

Yorucu bir günün ardından biraz dinlenmek ve eğlenmek isteyen herkese tavsiyemdir efenim. Nisan ayında da oynanacak bu komediyi kaçırmayın, arkanıza yaslanın, keyifle izleyin.

Dipnot: Fotoğraf, internetten alıntıdır.

30 Mart 2011 Çarşamba

Garnier Kafeinli Göz Roll-On

Bu roll-onu 4-5 ay önce gayet uygun bir fiyata almıştım.
Gözaltı torbaları ve halkalarına karşı geliştirilmiş olan bir ürün. Vaadi; içinde bulunan kafein sayesinde gözaltı torbalarını hafiletmesi; ucundaki bilya sayesinde de şişkinlik giderici masaj uygulaması yaparak serinlik vermesi, rahatlatması ve halkaların görünümünü azaltması. Ayrıca, nemlendirici jeli, üzüm anti-oksidanları barındırdığı için gözaltlarına ışıltı kazandırıyormuş.
Bendeki etkisi ise sadece gözaltı torbalarını birazcık ama birazcık hafifletmesi ve jeli sürerken ucundaki bilyasını gözaltlarıma sürerken (bilyanın metal olması nedeniyle) serinlik vermesi ve rahatlatması oldu. Belirtildiği gibi gün içinde tekrar tekrar kullanmadığım için belki de, diğer vaatleri bende oluşmadı.
Bir de bunu sürdükten sonra ayrıca bir göz kremi sürülmeli mi bilmiyorum, çünkü gözaltlarını nemlendirmiyor.
Sonuç olarak, özellikle de gün içinde sıklıkla bilgisayar kullananlar için rahatlatıcı olabilir diye düşünüyorum.
Bunu kullanan ve ürün hakkında başkaca yorumu olan var mı?

Ateşle Oynayan Kız

Ejderha Dövmeli Kız'ın ardından, hastanede kaldığım sırada ve evde dinlenirken serinin 2. kitabı "Ateşle Oynayan Kız" ı da bitirdim.

Elizabeth Salander, bu kitapta tamamen başrolü üstlenmiş durumda. Yine heyecanlı, yine sürükleyici, yine şaşırtıcı ve yine nefeslerinizi tutarak okuyacağınız keyifli bir kitap.
Sıra, "Arı Kovanına Çomak Sokan Kız"da...

28 Mart 2011 Pazartesi

Migros'ta %50 İndirim

Geçirdiğim operasyon sonrası dinlendikten ve kendime geldikten ve ardından evde oturmaktan dolayı çoook sıkıldığımdan dün, eşimle birlikte Ankamall'e gittik. Tabii, bu arada Migros'a uğramadan edemedik. E Migros'a gidince de kozmetik reyonuna uğramadan edemedik. İyi ki gitmişiz. Aman Allah'ım! Kozmetik reyonunda %50 indirim fırsatıyla rafları boşaltmakla meşgul bir sürü insan arasından alabildiklerim aşağıda görünüz diye fotoğraflandı, (evdeki kozmetik patlaması nedeniyle de) alamadıklarım da içimde kaldı efenim.

Clean&Clear Temizleme Jelleri: Tanesi 6,95 TL
Garnier Temizleme Jelleri: 4,95 TL
Neutrogena Göz Makyajı Temizleyicisi: 7,47 TL
Loreal Temizleme Jeli: 6,95 TL
Cilt Maskesi: 2,37 TL
Gliss Saç Bakım Maskesi: 7,50 TL

Nivea El Kremi(Dudak Balmı Hediyeli): 3,25 TL
Hobby El Kremi(Sıvı Sabun Hediyeli): 1,87 TL
Arko Nem Krem: 2,25 TL

2 Nisan'a kadar Migros'a gidilmez de ne yapılır?

14 Mart 2011 Pazartesi

Peynirli Kabak Sefası

Meşhur Bolulu aşçı Oktay Usta'nın tariflerine bayılıyorum. Yemeklerinden pastalarına, reçellerinden çorbalarına kadar hemen hepsi de birbirinden leziz. Üstelik tarifleri o kadar kesin ve net ki verilen ölçüler ne eksik, ne de fazla.
Geçenlerde bu yemeğini denedim Oktay Usta'nın. Ama kabak-peynir ikilisi tat olarak pek açmadı beni. Yine de tarifini vermek isterim, belki denemek isteyenler olacaktır.

Önce malzemeler:                                                           Sosu İçin:                                               
3 adet orta boy kabak,                                                   1-2 domates,
1 fincan beyaz peynir,                                                     1-2 diş sarımsak
1 orta boy domates,
1 tutam maydonoz,
Rendelenmiş kaşar peyniri,
Tuz-sıvıyağ ve su

Yapılışına geçelim:
Önce kabakları(boyuna göre) 2 ya da 3'bölüyoruz, kaynar suyun içine bırakıp 3-4 dakika haşlanmasını sağlıyoruz. Ardından kabakları, fırın kabına yerleştiriyoruz.

Başka bir kapta ise kabuğu soyulmuş ve küp küp doğranmış domates, beyaz peynir, maydonoz, tuz ve birazcık da sıvıyağı karıştırıyoruz.
Daha sonra bu harcı haşlanıp fırına dizilmiş kabakların içine doldurup üzerini de rendelenmiş kaşar peyniriyle süslüyoruz. 180 derece fırında 10 dakika kadar pişiriyoruz.
Bu arada bir tavada rendelenmiş domates ve sarımsağı  yağ ve tuzla biraz kaynatıyoruz. Ardından servis tabağına bu sostan biraz döküp, fırından çıkardığımız kabakları sosun üzerine yerleştiriyoruz.
Afiyet olsun...

Kısa Günün Karı

Bu hafta sonunu arkadaşlarımızda geçirdiğimiz için evde pek birşey yapma olanağı bulamadım. Ama yine de iki arada bir derede Tepe Home'dan aldığımız, gayet sade olan sıvı sabunluğumuzu süslemeyi başardım.
Hani şu dc-fix kağıtlar var ya, arkası yapışkanlı olan; onlardan birinden arta kalan küçük parçadaki nazar boncuğu desenlerini dikkatlice kesip sabunluğa yapıştırdım. Bu sayede kendisine değişik bir form vermiş oldum. Nasıl buldunuz?

Not: Bu arada, gelen yorumları onaylayarak yayınlanmasını sağlıyor, ancak kendi bloğuma yorum yazamıyorum. Siz yine de bana yorum göndermeye devam edin. Bloğuma dokunma yahu!!!

10 Mart 2011 Perşembe

Ayıklama ve Düzenleme Sonrası

Dün akşam ıvır-zıvır odasında bulunan ve kutular içerisinde biriktirmiş olduğum ve lazım olur dşüncesiyle sakladığım bir sürü şeyi ayıkladım. Hemen hepsini ayrı ayrı kutulara yerleştirdim, kimini de attım, rahatladım.
Bu düzenleme sırasında aklımda çakan şimşeklerin ardından, bu fikirleri hayata geçireyim, buralarda yayınlarım. Şimdilik, sadece iki arada bir derede yapmış olduğum kaplanmış minik kutuyu göstereyim size.
Kendisi bir zamanlar, bir parfüm kutusunun içindeki küçük kutuydu, şimdi süslendi püslendi, kozmetik masamda küçük ıvır-zıvırların yeni sığınağı oldu.



8 Mart 2011 Salı

Stik Deodorant Önerisi

Koltuk altı stickleri roll-onlara her zaman tercih edenlerdenim. Roll-on'u sür, ardından kurumasını bekle, sonra kıyafetlerini giy. I-ıh! Beklemek bana göre değil. Bu stiği daha önce hiç kullanmamıştım. Market alışverişim sırasında önce kokusuna baktım, gayet soft ve temiz bir koku. Ambalajının altındaki küçük tekerlek sayesinde çevirerek ürünün yukarı çıkmasını sağlıyorsunuz. Denediğimde ise hem mis kokusu, hem ürünü kullandıktan sonra cilt tarafından emiliminin çabuk olması, hem de kıyafetlere bulaşmaması nedeniyle son zamanlardaki stick tercihim olmayı hakediyor.

7 Mart 2011 Pazartesi

Buyrun Mantı Yemeye

Hafta sonu annemle mantı yaptık. Daha doğrusu mantı hamurunu annem hazırladı, ben de iç harcını. Hamurunu annem açtı, ben de iç yerleştirme işini hallettim. Bizdeki mantı paylaşımı budur. Ortak noktamız mı? Yaptığımız mantıyı afiyetle yeriz ;)

Hamurunun nasıl hazırlandığı konusunda net bilgim yok; çünkü hamuru için malzemeyi(hemen her anne gibi) annem de göz kararı hazırlar. Dolayısıyla ben de illa herşeyi ölçüsüz yapmama taraftarı olduğum için hamur işini annem devralır.

Yukarıda görmüş olduğunuz pazılar, annemin hazırladığı cici hamurlar. Gördüğüm kadarıyla; un, su ve tuzdan oluşuyor. Miktar sormayın efenim, göz kararı.
İç harcı için; 500 gr. kıyma, 1 adet soğan, tuz-karabiber-kırmızı biber, istediğiniz kadar maydonoz, azıcık da sıvıyağ.

Hamuru açıp küçük kareler haline getirdikten sonra üzerine harcından koyuyoruz ve 4 ucunu tepede birleştiriyoruz. Bazı yörelerde buna "cimcik" deniyor.
Vee işte önemli ipucu: Buzluğa kaldırmadan önce poşete yapışmaması için öncelikle mantı hamurlarını yarım saat kadar buzlukta bekletmelisiniz.Bu sürenin ardından buzdolabı poşetlerine gönül rahatlığıyla koyup dolabınıza kaldırabilirsiniz.
Afiyet olsun...


3 Mart 2011 Perşembe

Avon Göğüs Bölgesini Toparlayıcı Krem

Avon'un pek dikkat çekmeyen ürünlerinden biri bu krem. Göğüslerine önem veren ve dikkat eden hanımların favorisi ama aynı zamanda.
Vaadi; her gün düzenli olarak kullanıldığında göğüs bölgesini sıkılaştırması ve hatları belirginleştirmesi ve ayrıca göğüs sarkmasını önlemesi. Ürünün faydasını görebilmek için düzenli kullanım şart. Kullanıp yarım bırakanlar tabii ki %100 bir fayda göremeyecekler. Kremi, göğsün kahverengi kısmına değdirmeden 3-4 ay boyunca hergün göğüs etrafı ve üst kolla birlikte dekolte bölgesine de uygulanması gerekiyor. Zaten yağsız olduğu için hem cildi yağlandırmıyor, hem de cilt tarafından kolayca emiliyor.

Tabii bu arada göğüs bölgesini toparlamak ve sıkılaştırmak için o bölgedeki kasları çalıştıracak hareketler de yapmak gerekiyor.
Bu, benim kullandığım 2. kutu. Fayda görüp görmediğimi söylemem için hem erken; hem de zaten herhangi bir kötü görüntüm de yok. Benim için, sadece geleceğe yatırım yapıyorum diyelim.
Not: Avon'un bu kremi, kataloglarda şimdi tüp içerisinde ve jel şeklinde satılıyor.

Rapsodi-180

Oje konusundaki fikrimi biliyorsunuz, fiyatı markası farketmiyor, yeter ki beğeneyim. Bu da Rapsodi'nin 180 numaralı lila pembe. O kadar tatlı bir renk ki, hem taze hem de canlı gösteriyor. Yukarıdaki fotoğraflar flaşlı çekim ve rengi biraz koyu çıkmış.
Rapsodi ojeleri beğeniyorum. Hem fırçası sayesinde kolaylıkla kuruyor, hem dayanıklı, hem de çabuk kuruyor. Ayrıca tırnaklarımdaki oje tek kat sürülmüş. Kısaca, bu ojeyi çoook seviyorum. Zaten yarıdan az kaldı, bulursam aynısından kesinlikle alırım. 

2 Mart 2011 Çarşamba

Kekeme Kral

12 dalda Oscar'a aday olan ve "En İyi Erkek Oyuncu" ödülü de dahil olmak üzere toplam 5 dalda ödül alan filmi geçen hafta izlemiştim. Kraliyet Sarayı'nda yaşanan ihtiraslar, savaşlar, taht kavgaları, aşklar vs gibi konular sinemaya aktarılırken bu filmde babasının ölümünün ardından abisinin de sevdiği uğruna tahttan feragat etmesi üzerine tahta geçen kral 6. George'nin döneminden bir kesit anlatılıyor. Ancak burada kralın sorunu kekeme olması. Bununla başa çıkabilmek için sürekli birilerine başvuruluyor ama en sonunda Lionel, Kralın aradığı adam oluyor. Filmin konusunun bu yönden irdelenmesi filmin başarısında büyük rol oynamış, oyunculuklar, kurgu, senaryo gayet başarılı. Belki, konusunun dram olması sebebiyle biraz ağır ve yavaş bir film ama kesinlikle izlenmeye değer bence.
Dipnot: Afiş, internetten alıntıdır.

Taze Bittiler-5

Yine bir "Taze Bittiler" postuyla yeniden karşınızdayım. Bitirdiğim ürünleri sizlerle paylaşmaya ve tanıtmaya bayıldığımız sizlerle defalarca paylaşmıştım. Ve hatta bununla ilgili ayrıca bir burada bir post hazırlamıştım.
İşte Şubat ayında biten ürünler:
1-Opti Free Lens Solüsyonu: Bitirdiğim kaçıncı şişe hatırlamıyorum. Yıllardır güvenerek kullandığım, gözümde ya da lensimde herhangi bir sıkıntı yaratmayan solüsyon. Yalnız bu markayla ilgili bir sıkıntım oldu; şişenin kapağını değiştirmişler. Ve açması o kadar zor ki, sabahın kör vaktinde bu ürünü kullanmak için önce şişeyle cebelleşmek gerekiyor. Kapağını açmak için 2 defa başparmağımın tırnağını heba etmişliğim var.
2-Avon Likit Göz Farı(Jade): Likit rujlar gibi fırçalı kısmıyla göz makyajı yapılmaya çalışılıyor. Öyle diyorum, çünkü far gereğinden fazla likit, ayrıca alışmış olmalıyım toz farlara, kullanımı çok zor geldi bana.
3-Avon Likit Göz Farı(Pembe): Bu da pembe tonlarda bir likit far. Işıltısı ve kullanımının diğerine nazaran daha kolay olması nedeniyle diğerinden daha çok sevdim bunu. Ama yine de 2 ve 3 için; "neyse ki bittiler"
4-Lancome Hydra Zen Neurocalm Krem:  Numune olan bu ürünle ilgili deneyimlerimi burada paylaşmıştım. Normal boyunu tabii ki alırım, ama önce elimde bitirmem gereken 2 kremim daha var.
5-Eventone Fade Cream: Bu numunlerle ilgili deneyimlerim de burada
6-Avon Göz Makyajı Temizleyicisi: Bloglarda bu ürünü sevenlerin yanısıra kullanamayanların ve gözü yakması şikayetiyle memnuniyetsizliklerini bildiren çok kişi var. Fakat, bu ürün benim favorilerim arasında. Ne sıvı, ne de krem olmaması, makyajımı iyi temizlemesi ve gözlerimi yakmaması nedeniyle bitirdikçe yenisini alıyorum.
7-Olay Temizleme Sütü: Pamuğa biraz sürün ve bununla yüzünüzü temizleyin. Sonuç; tertemiz bir cilt. Gerçekten çok iyi temizliyor, misler gibi de kokuyor. Tavsiyemdir.
8-Carmina Dudak Kalemi: Kalıcılığı, rengi, sürümü ve yumuşaklığı çok çok iyi. Kullandığım renk;(Fotoğrafta pek net çıkmamış ama) bordo kahve tondaydı. Gerçekten çok başarılı bir marka ve kalemdi, görüldüğü üzere kalemi resmen sömürdüm.
9-Avon Canlandırıcı Fondöten(Almond): Daha önce kullandığım, yine Avon'un rahatlatıcı ve ışıltı veren fondöteninden çok çok daha iyi bir ürün. Kapatıcılığı çok iyi, sürümü kolay, ambalajı pratik ve kullanışlı... Memnun kaldım, bundan sonra fondötenim bu olacak.

Neler Oluyor?

Nedir, neler oluyor? Bu, engellemeler bu kapatmalar ne için, ne diye?
Yasak????
Kimin için, ne için?
Dokunmayın efenim, burası, söyleyecek sözü olanların, kendilerini ifade etme özgürlüğünü doyasıya yaşamak isteyenlerin alanı! Kime ne zararı oldu bugüne kadar bunun?
Geçici bir durum olduğuna inanmak istiyorum sadece...
Destek için:
Fan sayfası http://www.facebook.com/blogumadokunma

Twitter'dan #blogumadokunma yazınız...