Bak Bakalım Blogumda Var mı?

30 Aralık 2011 Cuma

Bye Bye Time

Son 1 haftadır müthiş derecede yoğunum. Özellikle de son 2 gündür bitmiş durumdayım. Yazacak, anlatacak, paylaşacak çok şey vardı, olmadı.

Herneyse...

Yeni yılımız geliyor, hem de koskoca 365 gün, dolu dolu, yazarız, paylaşırız, anlatırız... Yüreğinizden geçen ve sizler için güzel olan ne varsa sizi bulsun, peşinizi bırakmayacak olanlar huzurunuz, sağlığınız, başarınız, kazancınız, aşkınız ve istediğiniz her ne varsa onlar olsun...

Yılbaşına Bolu'da karlar altında sevdiğimle başbaşa geçirmek için müsaadenizle diyorum, döndüğümde (şu yoğunluğumu da biraz azaltabilirsem) buralarda olucam, beklerim ;)

Mutlu yıllar hepinize...


28 Aralık 2011 Çarşamba

Çok Mutluyum Çoook...

Kazandığımı öğrendiğimde çocuklar gibi mutlu olduğum, bana ulaşmasını  dört gözle beklediğim sevgili Moda Kurabiyeleri'nden kazandığım cici ojelerim biraz önce elime geçti. Her ojenin rengi birbirinden güzel :) Büyük ihtimalle öğleden sonra China Glaze'lerden kırmızı olanını burada yayınlarım :) Bu arada belirtmeden geçemiycem, nasıl özenli paketlemiş hediyelerimi anlatamam, kendisine tekrar teşekkürlerimi iletiyorum buradan :)

Bu da sevgili Tiryaki Hobi'den gelen hediyem. Benim favori rengim olan mavi, nazarlar değmesin diye nazar boncuklu ve müthiş derecede kullanışlı. Çok başarılı buldum, çok severek kullanıyorum :) Teşekkürler...

27 Aralık 2011 Salı

Golden Rose Wonder Lash 12X Volume&Lash Lift Mascara

Golden Rose'nin yeni çıkardığı maskara hakkındaki görüşlerimi paylaşmak istiyorum sizinle. Vaadi; kirpiklere 12 kata kadar hacim kazandırması, dolgunlaştıran, hacimli, kıvrık ve uzun bir görünüm kazandırması.
Aşağıdaki fotoğraflarda rimelin kirpiklerime 2 kat uygulanmış halini görüyorsunuz.
Herşeyden önce maskaranın kabının tombikliği dolayısıyla tutuşu çok iyi. Sürmeye başladığınız andan itibaren
rengini kolaylıkla veriyor ve gördüğünüz gibi kirpiklerimi uzatıyor, kıvırıyor, hacim kazandırıyor ve dolgunlaştırıyor. 

Ürünü kullandıktan sonra farkettiğim bir dezavantajı var. Rimeli 2 kat sürdükten sonra kirpikleri biraz yapıştırıyor. Bunun dışında rimelin kullanım sırasında ve sonrasında herhangi bir eksisini görmedim. Simsiyah, kıvrık, uzun ve dolgun kirpiklere sahip olmamızı sağlayan rimelin kusuru da bu oluversin :) 

Sonuç olarak, fırçasıyla, sürümüyle, Provitamin B5 sayesinde kirpikleri beslemesiyle bence gayet başarılı bir ürün.


24 Aralık 2011 Cumartesi

Pamuk Deyip Geçmeyin- Cloud Pamuk

Evde olmazsa olmazların içerisindedir pamuk. Hele hele bir de makyaj yapan bir hatunsanız her daim elinizin altında olması gereken bir ürün.
Makyaj pedlerinden pek hazzetmiyorum. Dolayısıyla paket içerisinde satılan pamuklar her zaman favorimdir. Ancak, tesadüfen kullanmaya başladığım bir markaya ait pamuk var ki, bundan sonra başka bir markayla kendisini aldatmayacağım kesin :)
Bir market alışverişim sırasında tanıştım kendisiyle. Farklı birçok marka da ürün kullandım, pamuk satın almadan önce şöyle bir elimle yoklar, ambalajı da şeffaf olduğu için ürünün içerisinde herhangi bir yabancı cisim olup olmadığına dikkat ederim. Bu pamuğu da satın alırken aynı işlemleri uyguladım. Yumuşaklığı daha paketin dışından belli oluyor, aynı zamanda temiz de görünüyordu. Kullanmaya başladığım andan itibaren pamuğun yumuşaklığı kendini farkettirmeyi başardı. Ayrıca tertemiz olması da benim için artı özelliği oldu.
Tüm bunların yanısıra pamuğun emiş gücü de yüksek. Herhangi bir sıvıyı kolaylıkla içine hapsediyor. İlk paketi bitirdiğimde hangi marketten aldığımı unuttuğum için, bayağı bir arayışa girmek zorunda kalmış, hatta bayağı da hayıflanmıştım. Eşim de sağolsun bunu unutmamış, market alışverişlerine gittiğinde sürekli bakmış. Başka bir yerde de bu markayı bulamıyoruz. 5. paketi kullanmaya başladım şimdilerde ve gerçekten çook memnunum.
Aşağıdaki fotoğrafta "Pamuk gibi, yumuşacık" ifadesi, cuk oturmamış mı?

22 Aralık 2011 Perşembe

Anew Clinical Lift& Pro Serum

Yıllar önce Avon'un cilt bakım kremlerini denediğimde bu ürünler, cildim için tam bir facia olmuş, ben de çok uzun yıllar boyunca Avon'dan bu tarz ürün almamaya kesin karar vermiştim. Ancak, aradan yıllar geçti ve özellikle de bu yıl Avon'un hemen her ürününü kullanmaya ve kullandığım ürünlerden memnun kalmaya başladığımı farkettim.
Önce, Avon'un Solutions serisinden gündüz kremini kullandım ve işe yaradığını farkettim, hatta 2. kutusunu bitirmek üzereyim. Rewersalist serisinden göz kremini kullandım ve kremin bu kadar etkili olduğuna halen şaşıyorum. Bugünlerde bitmek üzere olan Avon markalı 3. cilt bakım ürünüm ise bu.

30'lu yaşlarda olan hanımlarda cildin bozulması biraz kaçınılmaz oluyor ve cilt, artık özel bakım istiyor. Bu jel de cildin sıkılaşmasına ve toparlanmasına yardımcı olmayı vaadediyor.
Prospektüsünde jelin, cildi sıkılaştırma etkisine sahip PVP ile özel olarak dizayn edildiği; cildin doğal elastin üretimini artırmaya yardımcı olmak için formüle edildiği yazıyor.
Lilamsı tonlarda olan bu jel, kokusuz ve renksiz oluyor. Ciltte yapış yapış bir his de bırakmıyor. Ayrıca, pompalı bir kutu içerisinde. Dolayısıyla ürünü, hijyenik olarak kullanabiliyorsunuz. Düzenli olarak, her akşam yüz ve boyun bölgesine uyguladım.

İlk günlerde cildimi temizledikten hemen sonra bu jeli sürdüğümde cildim cayır cayır yanıyordu. Jeli kullanmayı bırakmayı düşündüm. Kutudaki kullanma prospektüsünü iyi ki atmamışım, meğer ciltte herhangi bir karıncalanma hissedilirse cildi temizledikten sonra bir süre beklemek gerekiyormuş. Bu şekilde uyguladığımda ise herhangi bir sıkıntıyla karşılaşmadım. Ayrıca, ürünü kullandıkça ciddi anlamda cildimin toparlanmaya başladığını, jelin işe yaradığını görüyorum.
Kısacası, ürün bende işe yaradı/yarıyor, denememeniz için hiçbir neden yok bence. K-14 fiyatı 66,00 TL idi.

Dipnot: Ürün, cildin güneşe karşı hassasiyetini artırdığı için, kullanım sırasında ve sonrasında güneş kremi kullanılması tavsiye ediliyor. Ben, zaten yaz-kış güneş kremi kullandığım için bu tavsiyeye otomatik olarak uymuş durumdayım :)

Ekleme(06.01.2014): Hala merak edenler için ürün içeriği aşağıdaki fotoğrafta.
 



21 Aralık 2011 Çarşamba

Alix Avien- 164

Dün, bu yazımda çok beğendiğimi belirttiğim Alix Avien'in 194 numaralı harika kurşun rengi ojenin üzerine acaba simli nasıl olur düşüncesiyle yine aynı markanın 164 numaralı simli ojesini sürdüm.
Ben bu renge aşık oldum, değişik değişik kullanırım artık :)

20 Aralık 2011 Salı

Alix Avien- 194

Ben bu ojenin tonuna bayıldım. Tam istediğim gibi; kurşun rengi. Tırnaklarımda 2 kat sürdüğüm oje, yine sevdiğim bir markaya ait.
Bildiğiniz gibi ben artık ojelerimi Pastel'in oje matlaştırıcısı ile mat olarak da kullanıyorum. Ama, bu oje matlaştırılmamalı. Harika!

18 Aralık 2011 Pazar

Çekilişime Katılmayı Unutmayın

Burada  yayınladığım çekilişime katılmayı unutmayın. 31 Aralık 00:00'a kadar sürecek olan çekilişimde aşağıdaki ciciler hediye.

Dipnot: Yorumunuzu bu posta göndermeyin.

16 Aralık 2011 Cuma

Golden Rose Matte Nail Laguer -08

Golden Rose'nin 2011-2012 kış oje modasına damgasını vuran 2 seriden biri olan Matte serisinin 08 nolu ojesini tanıtmak istiyorum sizlere. Mat serinin bir rengi olmasına rağmen gayet canlı bir ton, tamamen mat değil. Rengini tam olarak tanımlamam biraz zor; eflatun değil, mürdüm hiç değil, tam olarak mor da değil. Çok canlı ve çok tatlı bir renk. Aşağıdaki fotoğraf, flaşsız olarak çekildi.
Bu fotoğraf ise flaşlı.
Fırçası dolayısıyla sürümü çok kolay. Fotoğrafta, ojenin tırnaklarıma tek kat uygulanmış halini görüyorsunuz. Gayet şık bir renk bence. Tüm mat ojelerde olduğu gibi bu oje de çok fazla kalıcı değil, günlük olarak kullanılmalı. Tüm bunların dışında ojenin şişesi çoook hoşuma gitti, seriye yakışır bir şişe tasarımı olmuş, herşeyiyle mat :)
Serinin diğer renkleri de denenmeli.


15 Aralık 2011 Perşembe

Isabelle Dupont HiGloss

Bu glossu Avon ve Oriflame gibi katalogla satış yapan Dore markasından satın almıştım. Numarası
Numarası LC 315. Sürümü, fırçası sayesinde çok kolay, koyu kıvamlı olması nedeniyle de bence başarılı. Çok uzun süre kalıcı değil, arada tazelemek gerekiyor ama bu benim için sorun değil.
Sürdükten sonra dudaklarınızda yapış yapış bir his olmuyor, ayrıca rahatsız edici bir kokusu da yok. Ayrıca bu glossu koyu kıvamlı olması nedeniyle daha bir severek kullanıyorum :)

14 Aralık 2011 Çarşamba

Agiss Aseton

Bir market alışverişim sırasında asetonumun bittiğini hatırlayıp, kullanayım idareten düşüncesiyle satın aldığım, fakat kullanmaya başladıktan sonra müthiş memnun kaldığım bir ürünü tanıtayım sizlere.

100 ml'lik bir şişede vanilya çiçeği özlü olarak üretilmiş asetonu kullanmaya başladığım andan itibaren hem her türlü ojemi kolaylıkla temizlemesi, hem diğer asetonlar gibi ağır kokmaması ve hem de tırnaklarımı nemliliğini koruması, onları kurutmaması sebebiyle çok sevdim.
Bence bu aseton, Parmex'le yarışır emin olun ;)

11 Aralık 2011 Pazar

Far Setlerim

Her ne kadar elimizde birbissürü far, ruj, allık, rimel vsvsvsvs. bulunsa da herkesin kozmetik masasında mutlaka en az 1 de makyaj seti vardır diye düşünüyorum.
Bunlar da benim setlerim:
Cameleon: Strawberry'den almıştım. Farlar, far bazı kullanıldığında uzun süre kalıcı, toz toz uçuşmuyor, renklerini de iyi veriyor.
Rujlarına bayılıyorum. Kokuları da ağır değil, yapısı güzel. Allık ve pudraları kullanmadığım için yorum yapamıyorum. 
Lancome: Orjinal değil ama geçen yıl aldığım bu setin kapağını açtığımda hala misler gibi kokuyor, farın yapıları da gerçekten çok başarılı, 

Ve son olarak Pretty; Farları kalıcılık konusunda idare eder, ıslak ve kuru olarak kullanılabilirliği, farların işe yaramasını sağlıyor.
 
Yaz boyunca setin bu pudrasını kullandım, hatta şimdilerde bitmek üzere. (Fotoğrafları daha önce çekmiştim.)

Likit rujları ise hala kullanmadım. 

9 Aralık 2011 Cuma

Boyunluk Yaptım

Aldığım bu ip o kadar bereketli çıktı ki, 2 tane 100 gramlık ipten kendime bir kapşonlu yelek, bir bebek yeleği ve bir de kendime bu aşağıda gördüğünüz boyunluğu yaptım. Hatta ip arttı, ondan da bir kese şeklinde lif yaptım, içine küçük sabunlardan koyucam ;)

 Ölçü veremiycem tamamen uydurmasyon bişiy yaptım, şişe attığım ilmekleri boynuma ölçtükten sonra düz örgü örerek istediğim uzunluğa gelince kestim.
 Biraz gösterişli olması için büyük bir düğme diktim ve düğmenin geçeceği kısmı da aynı ipten boyunluğa ekledim.
Nasıl olmuş?

8 Aralık 2011 Perşembe

Mimler, Ödüller ve Hakkımdaki 7 Gerçek...

Sevgili Daphne ve Nerwen aynı konuda beni ödüllendirmiş ve hakkımdaki 7 gerçeği öğrenmek istemişler. Seve seve yanıtlıyorum :)

1- Kalbim çok sıcak olmasına rağmen görüntüm icabı insanların bana yaklaşması bazen zordur. Yapım bu, değişemiyorum, bunu değiştiremiyorum. İnsanlar benimle iletişim kurmaktan bazen kaçınabilir ama yine aynı kişilerden (beni biraz tanıdıktan sonra tabi) "Ben seni zamanında çok ukala, accayip burnu havada biri diye nitelendirip durmuştum, halbuki hiç de öyle değilmişsin" cümlesini çok duyarım.

2-Sevgili Daphnecim gibi, 2-3 yaşlarındayken kaybolmuşum. Accayip pimpirikli annem ortalığı ayağa kaldırmış, 4 saat sonra komşumuzun kızıyla güle oynaya eve gelmişim, bir de üstüne üstlük sevine sevine "Anne, bis pazaya gittik" cümlesinden sonra yanağımda müthiş bir acı hissettiğimi çok iyi hatırlıyorum. (Zaten, annemin bir tokadını yemiştim o da bu sebeptendir),

3- Koku manyağıyım. Güzel ya da kötü her türlü kokuyu herkesten önce farkederim. Aldığım şeylerin güzel kokulu olması tercih sebebimdir. Özellikle de kokulu mum hastasıyım,

4- Bir Tarkan fanatiği(yd)im. Akşam 9'da başlayacak olan konserinde, kendisini en önde izlemek için sabahın 7'sinde konser alanında olduğumu bilirim. Ayrıca, TV'de ya da herhangi bir konserde sevdiği sanatçıya sesini duyurabilmek için çılgınca bağıran, ağlayan özellikle de bayan hayranlara kızarak neden böyle birşey yaparlar ki sorusunu çok sormama rağmen, gittiğim ilk konserinde Tarkan, sahneye çıktığında deliler gibi Tarkan'a sesini ve sevgisini duyurmaya çalışan evet bendim, o ortam bambaşka birşeymiş :)

5- Uyumlu bir insanım ama zorla ya da zorunluluktan dolayı birşey yapmam gerektiğinde beni afakanlar basar. Kendim bunalırım ama bana bunu yaptıranı da feci bunaltırım,

6- Sessiz ortamlarda duramam, daralırım, bunalırım, uykum gelir. Sesli ve kalabalık ortamlarda huzurluyum,

7- Yılan ve karanlıktan deli gibi korkarım.

:) Eğlenceliydi. Bu mimi takip ettiğim birçok blogger arkadaşım yaptı ama Allaboutİlknur, Hernefesalışımızbayramdı, ByDG, ve Xcelis cime gönderiyorum.

7 Aralık 2011 Çarşamba

Bitki Çaylarım İçin Kutu Yaptım

Ne zamandır bitki çaylarım için bir kutu yapmak istiyordum. İhtiyacımız olan sadece bir kap, ufak karton parçaları, bir de yapışkanlı kağıt.

 Bu ufak parçaları yapışkanlı kağıtla kaplayıp bölme yaptım.
 Yapışkanlı kağıtları ölçü almadan göz kararı kesip kutuya yapıştırdım.
 Dilerseniz, büyük paketleri bölmeleri çıkararak böyle kullanabilirsiniz.
 Yapımı çok basit, aynı zamanda işlevsel bir kutu oldu benim için ;)

5 Aralık 2011 Pazartesi

Dedemin İnsanları

Geçtiğimiz perşembe akşamı, arkadaşlarla birlikte Çağan Irmak'ın yönettiği bu filme gittik. Açıkçası zaten çok fazla bir beklentim yoktu ama film hakkında bayağı bir olumlu görüş bildiren medya, sinema eleştirmenleri, izleyenler ve fazla da film seçeneğimizin olmaması nedeniyle kararımızı bu filmde kıldık.
Filmin özeti; küçük bir kasabada yaşayan on yaşında bir çocuk ile dedesi aracılığıyla bir ailenin ve bir ülkenin geçirdiği büyük değişim! (Ne iddialı bir cümle!)
Yukarıda da belirttiğim çok fazla bir beklentim yoktu ama filmin hem senaristi hem de yönetmeni olan Çağan Irmak, bu filmde resmen bişiyler anlatma/gösterme/düşündürtme isteğinin doruklarına çıkmak istemiş ama açıkçası hiç de başarılı olamamış. O kadar yüzeysel geçilmiş ki bazı durumlar, ne konunun derinliğine inebiliyorsunuz, ne o duyguyu hissedebiliyorsunuz. Ayrıca, bazı olayların sonucunda yaşanan bazı durumlar ise tam bir facia! "Niye ki?" diye soruyorsunuz ister istemez. Müzikler deseniz, onlar da çok başarısızdı. Filmi izlerken alttan o sesi duymadık bile. Tek beğendiğim; Çetin Tekindor'un muhteşem oyunculuğu. Resmen döktürüyor adam, müthiş!
Kısaca, çok fazla beklenti içine sokup, çok fazla hayal kırıklığı yaşatan bir film benim için.

Dipnot: Afiş, internetten alıntıdır.

1 Aralık 2011 Perşembe

Taze Bittiler- 14

Her ayın ilk günü, yayınlamaktan büyük keyif aldığım post: Taze Bittiler!  Bu postları hazırlamaktan büyük keyif alıyorum, yayınlamaktan da :) Umarım sizler de okumaktan keyif alıyorsunuzdur.
1- Sephora Göz Makyajı Temizleyicisi: Bunu size daha önce burada tanıtmıştım. Memnun kaldığım bir ürün oldu. Şu an elimde 3 tane daha temizleyicim var, bittikten sonra alırım yine kendisini.
2- U by Ungaro Vücut Losyonu: Geçen ay, aynı ürünün duş jelini bitirmiştim, bu ay losyonu çöpü boyladı. Aynı duş jeli gibi kokusu kalıcı değil. Ayrıca nemlendirme özelliği de yok denecek kadar az. Öylesine kullandım, bitti.
3- Duru Place Duş Jeli: "Uzakdoğudan Zen Terapisi" sloganıyla çıkardığı kutusunun şıklığı dışında fazla bir özelliği olmayan duş jeli.
4- Dadya Açık Parfüm: Lancome Miracle'nin çakması. Artık doydum, çok uzun bir süre kullanmam.
5- Loreal Lash Architect Mascara 4D: Bu kadar kısa sürede bittiğine inanamıyorum. Tanıtımım burada
6- Gabrini Ruj(35): Tanıtımım burada

Fransa Ganimetlerim

Bu aralar o kadar yoğunum ki, nereye el atacağımı şaşırmış durumdayım. Yapmam gereken çok şey var ama bunları yetiştirmek için zamanım çok az. Neyse ki, günlük olarak hazırladığım bir "Yapmam Gerekenler" listem var, en azından yapılacakları unutmuyorum, geç de olsa listeden üzerini çizebiliyorum.

Fransa'dan aldığım ciciler aşağıda fotoğraflandı. Görüldüğü gibi, az ama öz. Zaten, geçen gün çekmece ve dolaplarımı karıştırdım, bırakın size tanıtmayı; benim bile görünce hatırladığım oldukça fazla kozmetik ürünüm olduğunu farkettim ve dehşete düştüm. Almıyorum, almıycam. Gerçekten yazık olduğunu düşünüyorum artık kozmetiğe verdiğim paraya. Çekmecede dolapta unutuyorum, son kullanma tarihi de geçiyor, kullanmıyorum, olmuyor. Zaten, hergün burada bir ürün tanıtsam, uzunca bir süre hem sizi hem de beni idare eder ;)

29 Kasım 2011 Salı

Fransa-İtalya Turu- 4. Gün: Cenova-Portofino

4. ve son günümüzde Fransa topraklarından İtalya topraklarına doğru dönüş yapıyoruz. İtalya ve Fransa arasında sınır yok gibi sanki, bir trenle, otobüsle ya da özel aracınla istediğin gibi geçiş yapabiliyorsun. Bi oradasın bi burada, çok kolay; pasaport yok, sınır yok, güvenlik araştırması yok, acayip! Herneyse...
Sabah erkenden yola çıkıp İtalya'nın Cenova kentine varıyoruz. Rehberimiz, bu şehir için çok fazla vakit ayırmamış ama biz yine rehbere bağlı kalmadan kendimiz, haritamızda belirlediğimiz yerleri görmeye çalışıyoruz.
Cenova da İtalya'nın deniz kenarında bulunan şehirlerinden biri. Akdeniz'in sıcaklığı şehirde yaşayanlara da yansımış, gayet sıcak, samimi. :) İtalyanların bir özelliği; İngilizce konuşuyorsun, İtalyanca cevap veriyor ama beden dilinden ne dediğini anlayabiliyorsun :)
Ferrari Meydanı'ndayız. Etrafta bir tane bile yeni bina yok. İtalyanların başka bir özelliği de bu; yeniyi sevmiyorlar. Eskiyi düzenleyip, tamir edip kullanmaya devam ediyorlar. Belki de bu yüzden yaşanmışların da etkisiyle daha bir kıymetli bugüne kadar dimdik ayakta duran binalar, ağaçlar vs.
Yine meşhur dar sokaklardan geçerek limana varıyoruz. Amacımız 1492 filmine özel yapılan Cristof Colomb'un Amerika'yı keşfettiği gemiyi ve limanı görmek.

Ardından yine yol kenarında bulunan ve bir dönem saray olarak kullanılan binayı görmeye gidiyoruz.
Adamların metro girişine bakın: Eskiyi yıkmak, kırmak, dökmek yok.
Cenova şehir merkezinde göreceğimiz son yer; Arnavut kaldırımlarıyla bezeli, küçük dükkanların bulunduğu çok şirin bir sokak olan Garibaldi Sokağı. Ne yazık ki bunlarla ilgili fotoğraf yayınlayamıyorum, bilgisayarımda bulamadım çünkü :(
Kısıtlı vaktimizi maksimum düzeyde kullanarak kendi Cenova gezimizi tamamladıktan sonra minicik, küçücük ama çoook şirin bir yer alan Portofino'ya başlıyor yolculuğumuz.
Burası aynı Amasra gibi, küçük, şirin bir kasaba.


 Beyaz şarap ve balık harika! Deniz huzur verici. Burada sadece ve sadece dinlenilir ;)
Akşam mı? Uçağımız Milano'daki havaalanından kalkacağı için Milano'ya geri döndük. Yoğun sis nedeniyle akşam 8'de bineceğimiz uçağa ertesi gün öğlen 12'de binebildik. Yorgunluğun üzerine bu hiç iyi gitmedi ama dizinin başında belirttiğim gibi olumlu düşünerek ve güzel günlerimizi düşünerek sıkıntıyı çabuk atlattık içimizde. Herşey her zaman güzel olacak değil ya! Zorlukların üstesinden gelebilmek önemli değil mi? Ben ve eşim gibi herşeye rağmen harika bir tatildi. Yeni rotamız mı? Kısmet...