Sayfalar

1 Ekim 2018 Pazartesi

Sihirlimavi Geziyor: Karadağ- Budva (Mayıs-2018)

Geçtiğimiz Mayıs ayında yaptığımız Dubrovnik seyahatimiz sırasında, komşu ülke Karadağ'da bulunan 2 şehri de gezme imkanımız oldu. Dubrovnik ve Cavtat gezimizi, yaşadığımız keyfi de hissettirmeye çalışarak sizlerle paylaşmıştım.


Araya daha fazla yayın girmeden; hem de daha önce belirttiğim gibi, Yugoslavya'nın bölünerek 7 ayrı ülkeye ayrılması ve bu ülkelerden gezdiğim şehirlerini de sizlerle paylaşma sözümü tutarak, bugün "Karadağ'ın Miamisi" olarak adlandırılan turizm kenti Budva anılarımı yazmaya başlıyorum.
Henüz Hırvatistan'dayken internet aracılığıyla günübirlik Budva ve Kotor turu ayarladık. Amacımız; hazır oralardayken birkaç şehir daha gezmekti. Zaten Dubrovnik için 2 gün bizim için yeterli olduğundan, rotamızı Karadağ tarafına yönelttik. Önce otobüsle Karadağ'a geçiş yaptık, Dubrovnik'ten yaklaşık 3 saat süren yolculuğun ardından, yaklaşık 10 dk. kadar süren bir feribot seferiyle Budva'ya gittik.
Sırtınızı dağlara, yüzünüzü denize çevirerek yapacağınız yolculuk gerçekten çok keyifliydi...
...
Henüz deniz sezonunun yeni yeni açılmaya başladığı dönemde tanıştığım Budva; ilk anda küçük bir tatil kasabası gibi gözüktü bize. Çünkü şehir; küçük-şirin-sevimli ve sezona hazırlık döneminde gibiydi. Adriyatik kıyısında yer alan şehir, hem tarih hem kültür hem de deniz ve sahillerinin güzelliğiyle gezip gördükçe daha bir ihtişamlı hale bürünmeye başlamıştı.
Marina tarafından geçerken sağlı sollu palmiye ve değişik bir sürü ağacın bulunduğu güzel bir yoldan geçtik. Bu kadar büyük bir leylak ağacını, daha önce hiç görmemiştim.
...
Tıpkı Dubrovnik'te olduğu gibi eski şehir bölgesinin güzellikleriyle tanışmak istediğimiz Budva'da, Old Town'a doğru yürümeye başladık. Çarşı içerisinde yer alan, oldukça yüksek ve korunaklı kale duvarının içinden geçerek kendimizi Budva'ya bıraktık.
....




Kale girişinde bulunan eski bir devasa çan.
Ve karşılaştığımız manzara...
Adriyatik Denizi'nin mis kokusunu içimize çektik, enfes manzaranın biraz keyfini çıkardık. Ay itibariyle hava, bana göre, denize girmek için pek uygun değildi ancak sahilde güneşlenenler ve denize girenler de bayağı vardı.



Tek kubbeli Holy Trinity Kilisesi
Saint John Kilisesi
....
Sırbistan-Karadağ özerk bölgesi iken referandumla 2006 yılında bağımsızlığını ilan eden ülkede, AB üyesi olunmamasına rağmen para birimi olarak Euro'nun geçmesi ilginçti. Mimarisi Dubrovnik'e benzeyen Budva'da eski taş binalar hala güzelliğini koruyor.
Kale içerisinden geçilerek vardığımız Eski Şehir bölgesinde uzun ve dar, aynı zamanda labirent gibi yollarda gezmek çok keyifli.
Budva'da hediyelik eşya anlamında peki çok şey bulabilirsiniz. Denizin bulunduğu her yerde olduğu gibi mavi-beyaz ağırlıklı hediyelikler birbirinden güzel.
Peki Budva'da ne yiyebilirsiniz?
Çok çeşitli dünya mutfaklarını denemenize imkan veren şehirde öncelikle deniz ürünleri seviyorsanız çok mutlu olacaksınız demektir. Bunun yanısıra, gezerken fazla vakit harcamayayım, atıştırmalık da yeter bana derseniz dilim pizzalar ve krep, sizin için iyi bir alternatif olabilir. Alkol severler ise Karadağ Şarabı'nı deneyebilir ;) Bir de markette gördüğümüz tulumba tatlılarını bir deneyin derim ;)
Yaklaşık 15.000 nüfusa sahip şehirde, bu rakam özellikle yaz sezonunda pek çok turistin gelmesiyle daha da artıyor. Bunda; plajların mavi bayraklı, parasailing-paraşüt ve su sporlarının yapılabilmesi ile ülkeye de vizesiz girilebiliyor olmasının büyük etkisi var. Şehre İstanbul'dan gelmek isteyenler, öncelikle ülkenin başkenti Podgorica'ya gelerek, yaklaşık 1 saat yolculuktan sonra aktarma yaparak ulaşabiliyor.
4 saat kadar kalabildiğimiz şehre dair izlenimlerim bunlardı. Vizesiz olması ve uygun fiyatlı bir şehir olduğunu da gözönünde bulundurursam, o kadar çok Türk'e rastlamamız da doğal tabii. Duyduğuma göre Türkiye'den buraya yerleşmek ve iş kurmak da çok zor değilmiş.

Bu arada, vaktimiz kısıtlı olduğundan Stefi Stevan'a giderseniz benim için bir fotoğraf çekip göndermeyi ihmal etmeyin ;)

Önümüzdeki hafta Kotor izlenimlerimi paylaşacağım sizlerle, hepinize mutlu haftalar...




24 yorum:

  1. Yaa ne güzel bir yazı olmuş. Oraları görmeyi ben de çok istiyorum, benim de aklımda bir Balkan turu var ancak henüz fırsatım olmadı:)

    YanıtlaSil
  2. Karadağ güzel yermiş..4.resim palmiyeli fotograf "kartpostallık resim" gibi olmuş,çok beğendim,harika gözüküyor..emeğinize sağlık..✔🙂

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Evet güzeldir, Bu hafta yetiştirebilirsem Kotor seyahatimi paylaşacağım sizlerle :)

      Sil
  3. Tarihi ve güzel bir sehirmis.Deniz urunlerini cok severim .Bu yanida tam benlik :)
    Sayende görmüş olduk canim.

    YanıtlaSil
  4. çok güzel yerler, leylak ağacına hayran oldum, kiliselerin yapıları çok hoş :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dimi Esracım, ne kadar güzel bir ağaç olmuş.

      Sil
  5. Canım iyi ki gitmişsin. İyi ki paylaştın bende sayende gördüm :)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Yasemincim, bu döviz kurlarıyla gidiş bundan sonra zor olacak gibi görünüyor ama, bakalım...

      Sil
  6. ne güzel ve dolu dolu bir yazı olmuş keyifle okudum

    YanıtlaSil
  7. Ne kadar güzel yerlermiş, gözüm gönlüm açıldı resmen, bu arada Yugoslavya haritası ve yanında yediye bölünmüş halini görmek içimi acıttı, o yaşanılan korkunç olayları hatırladım üzüldüm:( neyse güzel şeylerden söz edeyim içini sıkmayayım yorumumla, sarııı laciverttt diyorum eşinin tişörtü gözümden kaçmadı:) ben de telefonuma fenerli kılıf arıyorum bu ara...:)
    Eline sağlık canım, keyifle okudum.:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Dimi, gerçekten de harita üzerinde toprak sınırlarının değişiyor olması, özellikle de o bölgede yaşayanlar için üzüntü verici. Gerçi Yugoslavya'da tercih, o bölgede yaşayanlara verilmiş.
      Sıkı Fenerliler sizi :) Kızım da doğuştan Fenerli ve ne yazık ki bu kadar fanatizme karşı koyamadım :)
      Sevgiler...

      Sil
  8. Mimarisine bayıldım.Küçük sahil kasabalarına zaten hayranım..Üstüne denizden ne çıksa yerim. Galiba tam benlik burası :))))

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Yeşimcim bence de tam senlik :) Notunu al diyorum ;)

      Sil
  9. Senin bu Balkanlar yazılarını çok seviyorum, kendim için de notlar alıyorum! Ellerine sağlık canım!

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Teşekkürler Başakçım, bu döviz kuruyla ne yapacağız bilmiyorum ama bakalım diyorum :) Yazılarım sayesinde ben de anılarımı canlı tutmuş oluyorum, öptüm çok seni :)

      Sil
  10. Yanıtlar
    1. Kesinlikle Deryacım ve gezmek gibisi yok :)

      Sil
  11. Fantastic post, dear!
    Hugs ♥

    YanıtlaSil
  12. Zevkle izledim sizi. Birlikte de gitsek yaaa...

    YanıtlaSil

Adsız yorumlar yayınlanmayacaktır, teşekkürler...