Sayfalar

25 Nisan 2015 Cumartesi

Sinema: Son Mektup



Pazar gününü sinemada film izleyerek geçirmek isteyenlere, hala vizyondayken yorumlamak istediğim bir filmle merhaba diyeyim...




 1. Dünya Savaşı sırasında, Çanakkale cephesinde, cepheye gönüllü olarak giden Nihal hemşire ile tayyareci Salih Ekrem arasında yaşanan aşkı anlatan film, özellikle savaşın hava harekatı bölümünü ele alarak işlemiş.

Özellikle teknik açıdan başarılı bulduğum filmde, kostümleri ve başrol oyuncularını beğendiğimi söyleyeyim. Bazı sahnelerinde, milliyetçi duyguların iyi yansıtıldığı bir film olmuş. Savaş döneminde de mutlaka yaşandığını tahmin ettiğimiz bazı olaylar, ajitasyona yer verilmeden fakat bir o kadar da ciğerimizi yakacak şekilde anlatılmış.

Daha çok, komedi dizi/filmlerinde rastladığımız Bülent Şakrak'ın bu filmde canlandırdığı Hakkı Kaptan rolündeki başarısına hayran kaldım. İnanılmaz iyi bir karakter oyunculuğu izledim filmde. Ve film sonunda çok sevdiğim Yonca Lodi'nin güzel sesinden dinlediğim şarkı da filmin beni etkileyen diğer bir artısı.

Gelelim filmin beğenmediğim yönlerine...

Özellikle, Çanakkale Savaşı sırasında askeri dehasını gösteren Atatürk'e, filmin sadece 2 sahnesinde yer verilmesi benim canımı sıktı. Art niyet aramadığım, fakat rahatsızlık duyduğum bu durumun yanısıra filmde, kronolojik anlamda tarih/yer/durum vs. gibi bilgilerin geçilmesi filmi daha anlamlı kılabilirdi.

Sonuç olarak; sadece Çanakkale Savaşı'nı anlatan bir savaş filmi beklemeyin. Fakat, genel anlamda çok başarılı bir film de beklemeyin.

6 yorum:

  1. bir boş kaldığım da izleyeym ben de:)

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. İzleyin tabii, ama çok da beklentinizi yüksek tutmayın :)
      İyi seyirler...

      Sil
  2. Biliyorsunuz ki facebookta "Atatürk'ü önemsizleştirildiği" nedeniyle halka açık şekilde gitmeyin; denildi. Sizin hem gidip hem de fikrinizi belirtmeniz hoşuma gitti. Objektifliğinizi korumuşsunuz.
    Kısaca: Oyuncuların emekleri için bir göz atmalı; diyelim.

    YanıtlaSil
    Yanıtlar
    1. Hassas bir dönemdeyiz. Fikrimize,düşüncemize ya da ideolojimize ters gelen en ufak bir durum karşısında gereğinden fazla savunma durumuna geçerek (bazen) kırıcı ya da yıpratıcı olabiliyoruz. Hele, bir de objektif değilsek ve ne yazık ki çok çabuk gaza gelebilen biriysek durum daha beter oluyor.
      Evet, eksiklikler vardı filmde. Hatta yukarıda belirttiğim gibi Atatürk'ün sadece 2 planda yer alması beni de rahatsız etti. Ama, filmde, savaşın hava harekatı bölümünü ele alması nedeniyle pek takılmak istemiyorum.
      Kaldı ki değil bir filmin; hiçbirşeyin, kafamda Atatürk'ü önemsiz hale getirmesi mümkün değil.
      Sevgiler...

      Sil
  3. Izlemek istediğim dilimlerden teşekkürler

    YanıtlaSil

Adsız yorumlar yayınlanmayacaktır, teşekkürler...