Yaklaşık 70 dk. süren uçak yolculuğunun ardından vardığımız şehirde, bagajımız olmadığı için otele gitmeden şehri gezmeye başladık hemen. İlk durağımız; dünyanın 1 numaralı mozaik müzesi olan Zeugma.
Bina dışından bakıldığında, gayet mütevazi görünen müzenin içi, inanılmaz güzellikte teknik donanıma sahip, yurtdışındaki müzelerle yarışacak düzeyde.
Bu harika müze içerisinde bulunan çok güzel bir sürpriz de Zeugma'dan getirilen havuz mozaiklerinden 5 tanesinin su üzerinde holograma yansıtılmasıydı. Görsellik harika.
Müze'de yer alan harikalardan biri de bronzdan yapılmış savaş tanrısı Mars heykeli. O dönemde devam eden savaşlar sırasında bir evin kilerinde yiyecek küplerinin içine saklanmış. Ve bugüne kadar sapasağlam bir şekilde gelebilmiş.
Ve müzenin kıymetlisi. 2. katta özel bir odada sergilenen Çingene Kızı mozaiği. Labirent şeklinde yapılmış ve zifiri karanlık bir odada bulunan bu mozaik gerçekten muhteşem, inanılmaz büyüleyici.
Aslında burada saatlerini geçirebilir insan. Herbiri birbirinden güzel ve değerli mozaiklerden gözünü alamıyor insan. 2 saatlik bir müze gezisinin ardından karnımız acıktığı için, daha önceden methini çok duyduğumuz İmam Çağdaş'a uğradık.
İnanılmaz kalabalık olan bu mekanda yemek yiyebilmek için sıra beklemeden masaya oturmanız pek mümkün değil. Biz şanslıydık sanırım, zaten o kadar lezzetli tatlarla buluşmak için kesinlikle beklemeye değer. Garsondan "ortaya karışık" bir menü istedik ve onca kalabalığa rağmen müthiş güleryüzlü ve sıcak davranan garson, bizi harika tatlarla buluşturdu.
Sofra, öyle güzel donatıldı ki, resmen midemizden önce gözümüz doydu. Eğer ben burada bu lezzetlerle tanıştıysam Ankara'daki lahmacun, kebap çeşitleri ve baklava neydi, bunu sorguladık yemek boyunca eşimle... Özellikle Ali Nazik ve Soğan Kebabı harikaydı. Yok böyle lezzet! Gaziantep'te gerçekten de yeme-içme kültürü bambaşka.
Karnımızı doyurup, keyif kahvemizi de içtikten sonra tekrar yola koyulduk. Şehir merkezinde turlamayı tercih ettik. Merkezde adım başı çarşılara rastlamanız mümkün. Bakırcılar Çarşısı ve bol çeşitli gıda ve baharatın bulunduğu çarşılarda vaktin nasıl geçtiğini anlamıyorsunuz bile. Özellikle Almacı Pazarı kuru gıda ve baharat cenneti. Eski han ve bedestenleri de çarşıya dönüştürmüşler. Özellikle Zincirli Bedesten'den hediyelik eşya seçimlerinizi yapabilirsiniz. Çeşit çok ve fiyatları uygun.
Biraz merkezde turmadıktan sonra yine Gaziantep'in meşhur "Menengiç Kahvesi"ni yerinde içmek için Tahmis Cafe'ye geçtik.
Yaklaşık 450 yıllık eski bina, geçirdiği 2 büyük yangına rağmen, tarihi önemini ve güzelliğini pek de yitirmişe benzemiyor. 2 katlı olan bu cafe, her yer ahşap ve harika avizeleriyle müşterilerine harika bir ortamda keyif vermeye devam ediyor. Menengiç kahvesi ise yabani antep fıstığından yapılan değişik bir aroma ve kokuya sahip güzel bir kahve.
Ertesi gün, ilk ziyaretimiz; çok merak ettiğimiz, ara sokaklarda bulunan ve gayet mütevazi bir dükkanı olan Zekeriya Usta'nın meşhur katmerini denemek oldu. Müthiş sempatik ve enerjik ustamız, bizi önce katmerin yapıldığı fırına aldı ve yapılışını izleyebileceğimizi söyledi. Biraz kaymak, bolca antepfıstığı tozu ve biraz da şekerle harmanlanan incecik hamur, fırına veriliyor ve fırından çıkar çıkmaz servis ediliyor. Ben yanında süt, eşim de çayı tercih ettik. İnanılmaz lezzetli ve doyurucu 1 katmeri ikimiz bitiremedik desem :) Tam bir kalori bombası...
Kahvaltının ardından ülkemizde ve dünyada tek patentine sahip, Kahveci Seddar Bey'in meşhur Dibek kahvesini içmek üzere Yaşayan Müze-Gümrük Han'a gittik. Fincanda aynı anda pişirilen 2 farklı çeşit Dibek kahvesi gerçekten inanılmaz! Kahvenin bir tarafı daha yumuşak diğer tarafı daha sert içimli. Normalde kahveyi içeriz ve dibinde telve kalır ama yanında lokum ikram edilen kahveyi içtiğinizde ilk önce telvesini içiyorsunuz, yudumladıkça da kahvesini...
Ardından Gaziantep'in en eski yerleşim alanı olarak bilinen Gaziantep Kalesi'nin de bulunduğu Bey Mahallesi'ne geçtik. Kapalı olduğu için kaleyi tam anlamıyla gezemedik fakat, eski dar sokakları ve bozulmamış tarihi yapısıyla Bey Mahallesi'nde dolaşmak da bize apayrı bir keyif verdi.
Bu mahalle içerisinde yer alan Emine Göğüş Mutfak Müzesi'ni de gezmeden olmazdı. Hayatım boyunca duymadığım lezzetlerin yapılışı, eski dönemlerde kullanılan mutfak aletleri, mutfak takımları... aklınıza gelebilecek herşey müzedeydi.
Ve dönüş vakti... 2 gün gibi görünen, ancak sadece 22 saatimiz paylaşabildiğimiz, "doğunun Paris'i" olarak adlandırılan Gaziantep'te elbette gezilecek çok yer, denenecek çok tat var daha. Eksiklerimizi de miniğimiz biraz daha büyüyünce birlikte yapacağımız GAP turunda tamamlamayı planlıyoruz. Gerçekten sıcak ve yardımsever insanları olan, mutfak ihtiyaçlarınızı oradan toplayıp gelebileceğiniz, harika tatlar keşfedeceğiniz, bol bol çarşı-pazar-müze vs. gezebileceğiniz siz hiç sıkmayacak bir şehir. Ne kadarını yansıtabildim bu yazıma bilemiyorum ama ben inanılmaz keyif aldım. Hani "tadı damağımda kaldı" deriz ya, aynen öyle...
Antep'e yıllar önce iş için gidip 2 gün kalmıştım. Bayılmıştım şehre ve tadı damağımda kalmıştı. Hatta bakırcılar çarşısından epey de alışveriş yapmıştım...
YanıtlaSilDimi, tekrar tekrar gidesi geliyor insanın. Her gidişinde farklı bir güzellikle tanışılacağına eminim :))
SilÇok güzel bir gezi olmuş ben de mayıs gibi falan günübirlik antep turu düşünüyorum sonbaharda kaçırdım gidemedim
YanıtlaSilO halde Mayıs ayındakini kaçırma ;)
Silellerine saglik canim harika olmus al basini git dedirtiyo insana bu post, kocaman sevgiler
YanıtlaSilÇok teşekkürler canım :) Vallahi öyle. Biz seviyoruz eşimle "al başını git" leri :))
SilSevgiler...
harika bir gezi olmuş
YanıtlaSilGaziantepin en güzel yerlerine gitmişsiniz
ve en güzel yemek mekanı olan İmam Çağdaşı da ziyaret etmişsiniz
ben bir kez gittim ama tekrar gidip gezmek istiyorum
Çok teşekkürler. Daha yapılacak çok şey var orada ama kısıtlı sürede ancak bu kadar oldu :)
SilAntep mutfağı gerçekten keyiflidir. Hatay ve Urfa, Mardin arasında kalması onu zenginleştirmiştir.
YanıtlaSilEvet kesinlikle :) Denememiz gereken onca çeşit var daha...
SilGaziantep gerçekten de görülmesi gereken kentlerden biri... Çok isabetli bir gezi olmuş...
YanıtlaSilEvet, ülkemizin birçok güzelliğinden sadece biri hem de :)
SilZeugma Müzesi'ne, menengiç kahvesine, baklavasına, nohut dürümüne bayılmıştım Gaziantep'in. :)
YanıtlaSilNohut dürümünü de ben denemedim bak :))
SilNe güzel bir gezi olmuş,bende çok istiyorum gitmeyi,kısmet.
YanıtlaSilUmuyorum en kısa sürede siz de gidebilirsiniz istediğiniz her yere, sevgiler...
Silçok keyifli gözüküyor. Bende gitmeyi çok isterim. elinize sağlık..
YanıtlaSilİnanılmaz hem de... Mutlaka bir şekilde ayarlamaya çalışın rotanızı oraya doğru :)
SilSevgiler...
Yazıyı okumak bir yana, resimlerine baktıkça iştahım kabardı doğrusu;)
YanıtlaSilKesinlikle hak veriyorum, ama üzgünüm ki, fotoları koyma amacım "bu tatları deneyin"di...
SilSevgiler...
off ne güzel bir gezi olmuş.gitmediğim yerlerden ve çok istiyorum görmeyi inşallah.senin adına çok sevindim.ama yazın çok güzel olmuş görmediğim bilmediğim bi sürü şeyin farkına vardım.keyfin bol ve daim olsun ilknurcum.kocamaan öpüyorum.
YanıtlaSilÇok teşekkürler ablacım. Ne yap yap, mutlaka birgün gez Gaziantep'i. Sevgiler ve öpücükler :)
Silyıllar önce gitmiştim, gerçekten gezilip görülecek, yemekleri, tatlıları yenmeden dönülmeyecek güzel bir şehir gaziantep...
YanıtlaSilsevgiler
Tadı damağımızda kaldı, bir daha gidicez :))
SilSevgiler...
Kısmet olursa Şubat 2016 da eşim ile birlikte gitmek istiyoruz. Biletlerimizi bile aldık :) Allah'tan bir mani çıkmazsa biz de gidip bu güzel tatları test edeceğiz..
YanıtlaSilSevgilerle
Süper, şimdiden iyi eğlenceler dilerim size.
SilVe umuyorum geziniz bizimki kadar kısa sürmeyecektir :)
Sevgiler...
Çok teşekkür ederiz..14 Şubat da gidecez kısmetse :)
SilSevgilerle
Aaaa, siz de bizim gibi Sevgililer Günü kutlamasını orada yapıcaksınııız :))
SilNe güzel!
Evet. Çoktan bileti aldık. Artık bir mani çıkmazsa gidecez bakalım :)))
SilMerhaba :)
YanıtlaSilBenim gibi ruhu gezgin biri için ne güzel bir bölüm.
İyi ki uğradınız bana, iyi varlığınızdan haberdar oldum.
Sevgiler
Çok teşekkürler güzel sözleriniz için :) Gezi yazılarım devam edecek, sevgiler...
Sil