Sayfalar

9 Kasım 2010 Salı

Kapadokya Kaçamağım-2-

Bu yazımı okumadan önce aşağıdaki yazımı okuyun ki, sıra bozulmasın ;)Ve Göreme'deyiz...Akşamüstü vardığımız Göreme'de yemeğin ardından meşhur Türk gecesi yapıldı. Ancak, semazenler ve dansözler hiç ilgimizi çekmediği için biz katılmadık.
Sabah, kahvaltımızın ardından ilk iş Göreme Açık Hava Müzesi'ni ziyaret etmek oldu. 6 Aralık 1985'te UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan bu bölge hakikaten görülmeye değer.


Sanki Taş Devri filminden bir kare gibi değil mi?






Taşların hepsi de zamanında yumuşakmış, o yüzden kolaylıkla şekil verebilmiş ve yaşam alanı haline getirilebilmiş. Yalnız, ben bunu taş ve kayaların içi için söylüyorum, dışı tabii ki doğal oluşum.
Asmalı Konak dizisini zamanında izlemeyen var mıydı? Seğmen Ağa ve Bahar'ın aşkına kim hayran olmadı? (Gerçi son bölümlerde iyice bozdular ve hatta dizinin filmi tam bir fiyaskoydu) Şimdilerde dizinin çekildiği konağı 2,00TL karşılığında gezebiliyorsunuz. Yalnız, hemen söyleyeyeyim gezi dediğiniz sadece mutfak ve gelin odası. Bunun dışındaki diğer odaların tamamı kilitli. Bir de meşhur avlusunda gezebiliyorsunuz, hepsi bu.
Ardından kısa bir serbest zaman sonrası Güvercinlik Vadisindeyiz...


Buranın adının Güvercinlik Vadisi olmasının sebebi belli değil mi?  :))
Vee Uçhisar Kalesi... Burası o kadar yüksek ki, merdivenleri çıkıp tepeye vardığınızda bir süre dinlenmeniz gerekecek. Ama, manzarayı gördükten sonra herşeyi unutuyorsunuz, denedim, ordan biliyorum ;) Tam karşınızda Erciyes Dağı, etraf alabildiğine güzel. Güzel ne kelime! Muhteşem bir görüntü!



Canım Sevgilime Not: İyi ki yaşıyoruz, iyi ki varsın, iyi ki birlikteyiz, iyi ki gitmişiz...
                                  Seni Seviyorum...

2 yorum:

  1. Zevkle okudum inşallah daha nice yerlere gidersiniz birlikte:))

    YanıtlaSil

Adsız yorumlar yayınlanmayacaktır, teşekkürler...