Sayfalar

30 Kasım 2010 Salı

Git Başımdan

Eşimle sinema özlemimizi dindirme çalışmalarımız devam ediyor. Bu defa izlediğimiz film "Git Başımdan"
Klasik bir hikaye olmasına rağmen, gerçekten eğlenceli, komik, keyifli bir film. Merak edenler için hemen kısaca konusundan bahsedeyim: Peter, çok kısa bir süre sonra doğuma girecek olan eşinin yanında olabilmek için aynı uçağa bindiği ve kesinlikle farklı yaşam tarzlarına sahip Ethan ile "maalesef" uzun bir yolculuğa çıkmak zorunda kalır.
Henüz vizyondayken kaçırmayın. Böyle eğlenceli bir filme hepimizin her zaman ihtiyacı var.

Dipnot: Fotoğraf internetten alıntıdır.

29 Kasım 2010 Pazartesi

Yunanistan Gezisi-1. Gün: Selanik

Bayramın 1. günü yola çıktığımız Yunanistan turumuzda ilk durağımız; ülkenin ikinci büyük şehri ve Balkan Savaşları sonrası Osmanlı ordusunun direniş göstermeden teslim ettiği şehir Selanik'ti. Bayram ve öncesi günler hava çok güzel olmasına rağmen Thessaloniki bizi bardaktan boşanırcasına yağan yağmurla karşıladı :)) İlk önce Aya Dimitria mahallesinde Türk konsolosluğunun hemen bitişiğinde bulunan ve şu an müze olan Ata'mızın evini ziyaret ettik.
Zübeyde Hanım'ın odası



Evin salonu

Mutfak

Banyo. Ne kadar sade değil mi?

Duvarda asılı bilgiye Atatürk'ümüz bu odada doğmuş.

Atatürk'ümüzün karnesinin Türkçesi


Kişisel eşyaları

Karnenin orjinali

Restore edilen cami(adını unuttum)


Aristotales Meydanı'nda Aristo'nun heykeli. Kocaman bir alan ve etrafında cafeler, mağazalar, barlar, oteller, kitapçılar mevcut.

Ve Osmanlılar tarafından inşa edilen Beyaz Kule. Ege Denizi'nin hemen kıyısında ve şehrin sembolü. Muhteşem Ege manzaralı Kordon Boyu'nu keyifle yürüdükten sonra karşımıza çıkan kulede hem de denize karşı yemek yemek ayrı bir keyif.

Eski Roma kalıntıları. Çalışmalar hala devam ediyor.


3. Yüzyıl Roma dönemine ait Zafer Anıtı

Rotonda Kilisesi. Bizanslılar döneminde yapılmış, önce kilise, Osmanlılar döneminde de cami olarak kullanılmış.



Ve meydanın yukarı kısmı, hemen üst tarafta yine kocaman bir park var.
İnsanlar çok canayakın ve şehir de insanları gibi kesinlikle soğuk ya da yabancı gelmiyor size. Kordonboyu'nun karşısındaki cafelerde birer frappe için, denizi izleyin, Selanik sokaklarında dolaşın, Atatürk'ümüzün evini ziyaret edin ve kesinlikle alışveriş yapmadan dönmeyin ;)

İlk Hediye Etkinliğim

Blog dünyasına girdiğimden beri hergün yeni şeyler görüyor, öğreniyor ve öğrendiklerimi büyük bir keyifle uyguluyorum. Blogger arkadaşların düzenledikleri çeşitli hediye etkinliklerine katılmaktan ve çekilişte kazanan şanslılardan olma umudunu yaşamaktan ise büyük keyif alıyorum.
Şimdi ise ben de bir çekiliş yaparak bu heyecanı sizlerle paylaşmak istiyorum.

Çekiliş için yapmanız gerekenler çok basit;
1-İzleyicim olmanız,
2-Blogunuzda çekilişimden bahsetmeniz, (Facebook ya da twitter kullanmıyorum o yüzden sadece blogunuzda yayınlamalısınız.)
3-Sizinle iletişime geçebilmem için mail adresinizi yorumunuzda bırakmanız.

Hepsi bu kadar. 1 kişinin kazanacağı çekilişte kargo ücreti bana ait. Hediye kısmına gelince çok fazla seçeneğim var ve henüz tam olarak karar veremedim. O yüzden sürpriz olsun diyebiliyorum şimdilik.

Son katılım tarihi 31 Aralık
Herkese bol şans :))

Dipnot: Lütfen bu yazımı da okuyun.

Portobello Cadısı

Yunanistan anı ve fotoğraflarımı yayımlamadan önce günlerce süren otobüs yolculuğumuzda bitirdiğim kitabımdan bahsetmek istiyorum sizlere. Paulo Coelho'nun "Portobello Cadısı"
Yazarın anlatım tekniğini, dilini ve kalemini çok beğenirim. Okumadığım sadece 2-3 kitabı var. Bu kitabı yine güçlü, yine etkileyici ve yine bir yolculuk... Kahramanımız Athena kendi içsel yolculuğuna çıkarken okuyucusunu da yanında götürüyor, neden-nasıllara birlikte çözüm arıyor. Kesinlikle tavsiye edeceğim, elinizden bırakamayacağınız keyifli bir kitap.

26 Kasım 2010 Cuma

Kullanmadığınız Naylon Çoraplardan

Sevgili Annekaz'ın sitesini incelerken süper fikirlerle dolu bir sayfasını okudum ve birkaç küçük ekleme yaparak sizlerle paylaşmak istedim.
Sizin de eklemek istediğiniz fikir olursa burada paylaşalım :)

1.Bacak kısmını kesin ve banyoda sabun kırıklarını içine koyup öyle kullanın
2.Bacak ve bel kısımlarını kesip kendinize sayısız lastik toka yapabilirsiniz
3.Aseton ile ikisi müthiş uyumludur ojelerinizi kestiğiniz küçük çorap parçaları ile temizleyebilirsiniz
4.Bir bacağına naftalin yada koku koyup dolabınıza bağlayabilirsiniz
5.Bel ve bacaklardan kestiğiniz parçalarla kağıtları bir arada tutabilir karton rulolalar için kullanabilirsiniz.
6.Eski naylon çorap harika bir cam temizleyicidir bütün bir çorabı katlayıp dikerek camları deterjanlamak için kullanabilirsiniz
7.Naylon çorap basit cilalamalarınız için harika bir yardımcıdır.
8.Küçük parçalara kesip oyuncakları doldurmak için kullanabilirsiniz
9.Ev boyarkan karışımı kendiniz hazırlayacaksanız harika bir süzgeçdir kovanın ağzına gerip boyadaki pürüzleri çorapla alabilirsiniz.
10.Küçük bir şeyi düşürüp bulamadığın zaman ( lens, iğne..vs.) elektrik süpürgesinin ağzına geçirip elektrik süpürgesini öyle çalıştırabilirsiniz.küçük parçalar çorapta kalacaktır
11.Ayakkabıları cilaladıktan yada boyadıktan sonra baylon çorapla ovmak iki kat parlaklık verir
12.Eski çorap duvar kağıtlarını nazikçe ve etkili şekilde temizler
13.Naylon çorap bacağına koyduğun kuru soğanları mutfağa asabilirsin...
14.Evde fare varsa! aynı şekilde abur cuburları yukarıya bir yere asabilirsin
15.Havuzunuz varsa süzgeçi naylon çorapla sarabilirsiniz havuza düşebilecek minik eşyalar kaybolmaz.
16.Kullanmadığınız naylon çorapları kesip birbirine ekleyerek ip elde eder istediğiniz şeyi örebilirsiniz.
17.Eski naylon çoraplarınızı bulaşık süngeri olarak kullanabilirsiniz.
18.Paspas da yapılabilir.

New York'ta Beş Minare

Uzunca bir zamandır da sinemaya gidemediğimiz için hayıflanırken Kasım başında vizyona giren bu filmi de merak ettiğimiz için dün akşam eşimle birlikte izledik.

Açıkçası filmi izledikten sonra kesin ve net birşey söyleyemiyorum, çünkü film de öyle zaten. Herşeyden önce Haluk Bilginer, Ali Sürmeli ve Suna Selen'in oyunculuklarını çok iyi buldum. Mahsun Kırımızıgül'ün oyunculuğunu zaten beğenmiyordum, bu filmde bir kez daha onaylamış oldum kendimi. Oyunculuğu hakikaten berbat. O bakışlar, duruşlar neydi öyle? Filmi, konu bakımından değerlendirecek olursak; daldan dala atlanmış, sonrasında da toparlanamamış doğal olarak. Konu içinde konuya değinmiş ama hepsi de asılı kalmış, sonuçlandırılamamış. Bazı gereksiz replikler ve kareler de mevcuttu filmde. Ayrıca mesaj verme kaygısı çok fazla sahnede mevcuttu.

Ama, görsel anlamda bakacak olursak gayet başarılı. Hem kamera açıları hem efektler ve teknik açıdan gayet iyi. Mahsun Kırmızıgül bu anlamda kendini hızla geliştiriyor.

Amerika'da hem Amerikalı oyuncularla böyle bir film çekme cesaretini gösterebildiği için hem Mahsun'u tebrik ediyor hem de "Acaba Amerika ile başka bir konuda mı film çekilse daha iyi olurdu" demekten alıkoyamıyorum kendimi ....

Çünkü film, çok hassas bir konu üzerine kurulu ve onu iyi kurgulamak ve çok da irdelemeden biraz daha objektif olmak şart gibi.

Bu yüzden de hem başarılı hem de başarısız buldum ben filmi.

Dipnot: Fotoğraf internetten alıntıdır.

23 Kasım 2010 Salı

Kot Pantolon Çanta Oldu

Kayınvalidemle gerçekleştirdiğimiz 2. tasarım. Dergilere göz gezdirirken kot çanta istediğimden bahsettim, 2 dakika sonra elinde eski bir kot pantolonla çıkageldi :))
Çantamın yapılışına bir göz atalım:
Öncelikle kot pantolonu kestik.
Ardından, kendisine de yaklaşık 22 yıl önce hediye gelen eşarbı desenlerine göre kestik.


Askı için pantolondan kestiğimiz parça biraz daha sert dursun diye içine kullanılmayan bir kemeri askının içine ekledik.

Eşarbın kenar kısımlarını da birleştirdik ve pantolonun bel kısmına geçirerek fiyonk yaptık.

Çantanın iç kısmına artık kullanılmayan bir eteğin astarını diktik.

Ayrıca 2 de cep yaptık.

Çantanın ön kısmına eşarbın parçalarını teğelledik. Ardından parçaların kenarlarını pul ve boncuklarla süsledik.

Çantam şu anda kayınvalidemlerde benimle buluşmayı bekliyor. Yunanistan'a geçtiğimiz için yanıma almadım. Nasıl olmuş?

22 Kasım 2010 Pazartesi

Saç Tokası

Bayram öncesi Kocaeli'ye kayınvalidemlere gitmiştik. Kayınvalidem sağolsun çok becerikli bir kadındır. Bir akşam otururken, "Canım sıkıldı, hadi birşeyler yapalım" deyince çekmecelerini karıştırdık. Kocaman bir komodin dolusu malzemelerini kurcaladık ve çok güzel bir saç tokası yaptık. Nasıl mı?

1 adet dizaltı çorabın üst kısmını kestik.
Ardından, kayınvalidemin belki bir gün lazım olur diyerek artan iplerden örmüş olduğu çiçeğin içine tomurcuk yerleştirdik.
Ve son olarak da çorabın üzerine bu çiçeği diktik.
Nasıl?

Ben Geldiiimmm

Herkese merhaba,
10 günlük upuzuuun bir tatilin ardından işte yine buradayım. Bildiğiniz gibi bayram tatilimi Yunanistan'da geçirdim. Detaylı bilgiyi ayrıca fotoğraflar eşliğinde vereceğim.
Umarım bayramınız gönlünüzce ve keyif dolu geçmiştir.
Hani, bayram öncesi strawberry'den alışveriş yapmıştım ya, cicilerim bugün elime geçti. Nasıl mutlu oldum anlatamam, makyaj setimi görenler hemen siteye girip sipariş verdiler.
Şu güzelliklere bakar mısınız? Ben bu kadar kısa sürede elime geçeceğini düşünmemiştim açıkçası. Görünce sevinçten deliye döndüm. Renkler hakikaten muhteşem. Denemek için sabırsızlanıyorum. Sol altta da 2 ürün siparişim üzerine seçtiğim hediyelerim. Biotherm göz altı kapatıcısı ve allık.
Tüm öğle tatilim boyunca, arkadaşlarımla birlikte ürünleri inceledik, renklerine hayran olduk, ayıldık, bayıldık.
Benim, bunları en kısa sürede denemem lazım.

Dipnot: Eşim, kozmetik alışverişi yaptığımda ve sonrasında gelen ürünleri incelediğimde küçük bir kız çocuğuna dönüştüğümü söylüyor ve yüzünde kocaman bir gülümsemeyle "Yine mi oyuncak aldın" ya da "Oyuncaklarınla mı oynuyorsun" diyor.

Evet, evet, oyuncaklarım geldi ve ben bundan sonra yeni oyuncaklarımla oynayacağım :))

11 Kasım 2010 Perşembe

Siz Bu Satırları Okurken

Ben çoook uzaklarda olucam :))
Bayram tatilimizi Yunanistan'da geçirmeye karar verdik. Tüm hazırlıklarımızı tamamladık ve birazdan yola çıkıyoruz. Ama, öncesinde Kocaeli'ye kayınvalidemlerle bayramlaşmaya gidiyoruz. Sonrasında da ...

Yıllardır gitmek istediğim ülkeye yolculuğumuz başlayacak. Her ne kadar diplomatik anlamda gerginlik sürse de her iki ülkenin halkı pek öyle düşünmüyor. O yüzden biz yeni bir ülke daha görmeye, ülkeyi kendimizce keşfetmeye gidiyoruz.

İnternetten almış olduğum yukarıdaki güzel görüntüden daha güzelleriyle, keyifli bir tatil geçirmek üzere bana iyi eğlenceler; size de sevdiklerinizle birlikte mutlu bayramlar...

Strawberry Cicilerim

Blog camiasına hayırlı olsun. Önce beni de aranıza kattınız, şimdi ise internetten alışveriş yapan bir hatun oldum.
2 gün önce strawberry'den aşağıdaki cicileri sipariş ettim.

Üstteki güzelim Cameleon marka makyaj seti 23,00 TL

Ve bu Bourjois marka set de 20,00 TL

Yılbaşına özel hediye fırsatları içerisinde yer alan bu güzellikler her açıdan süper değil miii?
Valla meraktan ölüyorum, ürünlerim gelse, paketi açsam, cicilerime kavuşsam, durup durup koklasam, sürsem sürüştürsem... Coştum yine dalgalanıyoruuuum beeenn ....

:))

Manyamarka

Eveeet Markafoni, Limango, Trendyol derken yeni bir alışveriş sitesini daha listemize ekleyelim: Manyamarka...

Siteyi inceledim, ürünlerde %85'e varan indirimlerin yanısıra (belki de bizim için önemli konu) birden fazla ürünü alırken aldığınız ürünlerin hepsine sadece 1 kargo ücreti ödüyorsunuz.

http://www.manyamarka.com/ adresine üye olmanız için  işte davet linkim  tıklayın, binlerce avantajdan yararlanın.

9 Kasım 2010 Salı

Kapadokya Alışverişi

İşte bunlar da Kapadokya çarşı ve merkezindeki ürünlerle ilgili birkaç kare.


İlginizi çektiyse ve yolunuz oraya düşerse ürünlere bir bakın derim...

Kapadokya Kaçamağım-2-

Bu yazımı okumadan önce aşağıdaki yazımı okuyun ki, sıra bozulmasın ;)Ve Göreme'deyiz...Akşamüstü vardığımız Göreme'de yemeğin ardından meşhur Türk gecesi yapıldı. Ancak, semazenler ve dansözler hiç ilgimizi çekmediği için biz katılmadık.
Sabah, kahvaltımızın ardından ilk iş Göreme Açık Hava Müzesi'ni ziyaret etmek oldu. 6 Aralık 1985'te UNESCO Dünya Kültür Mirası listesinde yer alan bu bölge hakikaten görülmeye değer.


Sanki Taş Devri filminden bir kare gibi değil mi?






Taşların hepsi de zamanında yumuşakmış, o yüzden kolaylıkla şekil verebilmiş ve yaşam alanı haline getirilebilmiş. Yalnız, ben bunu taş ve kayaların içi için söylüyorum, dışı tabii ki doğal oluşum.
Asmalı Konak dizisini zamanında izlemeyen var mıydı? Seğmen Ağa ve Bahar'ın aşkına kim hayran olmadı? (Gerçi son bölümlerde iyice bozdular ve hatta dizinin filmi tam bir fiyaskoydu) Şimdilerde dizinin çekildiği konağı 2,00TL karşılığında gezebiliyorsunuz. Yalnız, hemen söyleyeyeyim gezi dediğiniz sadece mutfak ve gelin odası. Bunun dışındaki diğer odaların tamamı kilitli. Bir de meşhur avlusunda gezebiliyorsunuz, hepsi bu.
Ardından kısa bir serbest zaman sonrası Güvercinlik Vadisindeyiz...


Buranın adının Güvercinlik Vadisi olmasının sebebi belli değil mi?  :))
Vee Uçhisar Kalesi... Burası o kadar yüksek ki, merdivenleri çıkıp tepeye vardığınızda bir süre dinlenmeniz gerekecek. Ama, manzarayı gördükten sonra herşeyi unutuyorsunuz, denedim, ordan biliyorum ;) Tam karşınızda Erciyes Dağı, etraf alabildiğine güzel. Güzel ne kelime! Muhteşem bir görüntü!



Canım Sevgilime Not: İyi ki yaşıyoruz, iyi ki varsın, iyi ki birlikteyiz, iyi ki gitmişiz...
                                  Seni Seviyorum...